Page 89 - COMU-DERGI11
P. 89
SİNEMA
Doç. Dr. Hülya ÖNAL / İletişim Fakültesi Bölüm Başkanı
Bir masal repliğidir ama biz burada tüm zamanların en etkili masal
anlatma yöntemi olan sinemadan söz edeceğiz, hem masalın hem
de aynanın bizzat kendisi olan sinemadan. Kimine göre aylak zamanlarda
tüketilecek eğlencelik, kimine göre savaş yıllarında bile üzerine yatırım
yapılacak kadar ciddi ideolojik bir aygıt. Çoğu kez de, sadece ticari
kazanç sağlayan bir ürün.
Kuşkusuz topluma bakan her göz her perspektif için bir tanımı
var sinemanın. Hangi amaçla üretilirse üretilsin, sinema hem bireysel
hem de toplumsal olarak kendimizi göreceğimiz kusursuz bir aynadır.
Yönetmenin toplumsal olanı yansıtmak gibi bir amacı olması dahi her
film, üretildiği toplumun verilerini taşıyan belgedir.
İşte bu nedenle geçmiş yılların Yeşilçam filmlerine baktığımızda
sokaklarından, evlerinden kentleri, mobilya vb. tüketim unsurlarından
dönem ekonomisini, insanların kıyafet, davranış ve konuşmalarından
dönem insanının profilini görürüz. Filmler alışık olduğumuz trajik aşk
hikâyelerinden daha fazlasını anlatır kısacası.
Uzun yıllar yabancı filmler sinema salonlarının başköşesine yerleşse
de, biz Türk izleyicisi için kendi sinemamızın yeri farklıdır. Bize ait
hikâyelerde tanıdık insanlar görmek isteriz. Mahallemizin bakkalı,
üst katta kısır eşliğinde altın günleri yapan Neriman Hanım’ın şen
kahkahaları, istemediğiyle zorla evlendirilen elleri kınalı gelinin gizlice
akıttığı yaşlar ve benzerleri, hepsi “biz” dir, “bizim”dir.
Televizyon ya da dijital olanakların sinemanın pabucunu
dama atıp atmadığı konuşuluyor son günlerde. Çoklu
ortamlar ile sanal gerçeklik yaratma konusunda
rekabet edilmesi güç dijital olanaklar, Sinema
teknolojisinde de kullanılsa da bence sinemanın
asıl gücü eriştiği teknik olanaklardan ziyade,
bizi ana rahmi gibi sarmalayan bir ortamda
anlattığı hikâyelerin ve insanların sahiciliğinden
kaynaklanır.
ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ 87