Page 88 - COMU-DERGI11
P. 88

KARİYER

Doç. Dr. Şeref Uluocak:

‘Eğitimli Kadınlar Şiddete Maruz Kalıyor’

Çanakkale’deki kadın                    geliştirdiğimizde şiddetin mağduru      formunun reddedildiği, şiddete
     derneklerinin katılımıyla,         olma ihtimalinin artabildiğini          pedegojik bir işlev yükleyen her tür
kadın bakış açısından toplumsal         görüyoruz. Aklın talebi arttıkça        pratik ve bu pratikleri meşrulaştıran
cinsiyet rolleri üzerine çalışmalar     şiddete maruz kalma olasılığı           anlam kodlarının içerildiği kültürel
yapan Çanakkale Onsekiz Mart            artıyor.                                perspektiflerin değişmesi gerekiyor.
Üniversitesi Sosyoloji Bölüm
Başkanı Doç. Dr. Şeref Uluocak          “Şiddetin Önlenmesi İçin Stratejik          Şiddete karşı sesini çıkarmayı
eğitimli kadınların da şiddete          Noktalar Belirlenmelidir”               beceren toplulukların sesini
maruz kaldığını belirtti.                                                       çıkaramayan kişilere de yönelmesi
                                            Şiddetin engellenebilmesi için      gerekiyor. Kadınları içinde
    Şiddetin tanımının doğru            stratejik noktalar belirlemek gerekir.  bulunduğumuz perspektiften değil
yapılmadığını belirten Uluocak;         Kadının ve erkeğin bilinç sahibi        onların içinde bulunduğu koşulları
“Şiddet sadece fiziksel değildir.       olması, parter (sevgili, kız –erkek     dikkate alarak değiştirmek,
Mağdurun rızası olmaksızın              arkadaş, eş, yakın duygusal ilişkide    dönüştürmek, katkıda bulunmak
gerçekleşen psikolojik, dinsel,         bulunan kişi) olarak bilinç sahibi      gerekiyor.
cinsel, sözlü, ekonomik olmak üzere     olunması stratejik bir başlangıç
birbirinden farklı şiddet türleri var.  noktası olabilir. Çünkü kültürel
Şiddet tanımı konusunda eğitim          kalıplar sebebiyle ancak partner
alan kadınlar olaylara daha başka       noktasında müdahale edebiliyoruz.
yaklaşacak ve daha somut tepkiler       Diğer bir değiştirmemiz gereken
verecektir. Sosyokültürel yapı          husus ise dilimiz. Kadınların
içerisinde entelektüel seviyemizin      kendilerini kendi kelimeleriyle
ya da bilinç seviyemizin yüksek         ifade edecekleri bir dönüşüme
olduğunu düşünsek de farkında           ihtiyacımız var. Bu uzun bir süreç
olmadan başkalarına şiddet              ama başlamamız şart. Bir kere
uyguladığımız ya da bize yöneltilen     şiddetin bir pedegojik eğitim
şiddete maruz kaldığımız durumlar       formu olarak görülmesinin kayıtsız
oluyor.                                 şartsız reddedildiği bir perspektife
                                        ulaşmamız lazım. Şiddetin her
“Şiddeti Kendimiz Üretiyoruz”

    Şiddeti kendimiz üretiyoruz.
Farkında olmadan kendimize ya
da başkalarına uyguladığımız
şiddet biçimleri var. Kadına ve kız
çocuğuna yönelik şiddet biçimleri
örneğin. Şiddetin, insanın kendi
kendini geliştirmesinin önüne
geçen boyutlar taşıdığını ancak
şiddet olarak tanımlandıktan
sonra anlayabiliyoruz. Bu anlamda,
şiddetin tanımlanması biraz bilinç
meselesi.

“Aklın Talebi Arttıkça Şiddete
Maruz Kalma Olasılığı Artıyor”

    Yaptığımız araştırmalarda
gördük ki kadınların ve erkeklerin
eğitim seviyesinin yüksek olması
da şiddetin önüne geçemiyor.
Yani şiddete olan duyarlılığımız
arttığında ve konu hakkında bilinç

86 ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ
   83   84   85   86   87   88   89   90   91   92   93